Para Kavramının Evrimi Bitcoin

30 Ara 2021

 “Paraya biyolojik bir varlık olarak bakmak gerekmektedir.”

İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Çağrı ULU Para kavramının değişimine dikkat çekti ve şöyle açıkladı:

Bitcoin’i anlayabilmek için para kavramını bilmeliyiz. Para, ekonomi ve ticaretin değişmez bir unsurudur. Bir meta olarak kabul edilir. İnsanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. İlk örneklerini mübadelede görmek mümkündür. İlk insanlar ticarette öncelikle mübadeleyi kullanmışlardır. Avcı-toplayıcılığın hâkim olduğu göçebe dönemden tarımın hâkim olduğu yerleşik hayata kadar mübadele yapılmıştır. İnsanlar elde ettikleri ürünleri kendilerinde olmayan ürünler ile mübadele ederek ticaret gerçekleştirmişlerdir. Örnek olarak iki tarla ve bu tarlaları işleyen iki çiftçi olduğunu düşünelim. Tarlalardan birinde buğday diğerinde de arpa ekilmiş olsun. Bir çiftçi hasat ettiği bir kilo buğdaya karşı diğer çiftçiden bir kilo arpa isteyebilir. Bu yolla ticaret gerçekleşmiş olur. Ancak bir de başka bir tarlada başka bir çiftçinin, hasadı ürün sayısı bakımından kısıtlı bir ürün olan muz ektiğini düşünelim. Burada emek – değer sorunu ortaya çıkmaktadır ve meta olarak paranın kullanılması bu aşamadan sonra gerçekleşmiştir. İktisat mantığında bir malın değerini ona harcanan emek ile belirlemektedir ve bir malın miktarı ne kadar azsa değeri de o kadar artmaktadır. Emek – değer teorisine göre bir kilo muzun ederi bir kilo arpa olamamaktadır. Bu nedenle insanlar mübadeleyi yeterli görmemişlerdir ve mübadele aracı olarak değerli madenleri kullanmışlardır. Hatta bazı iktisat okulları (Merkantilisler, Kameralistler vs.) zenginliğin kaynağını elde tutulan değerli madenlere bağlamışlardır. Nihayetinde coğrafi konum gibi etkenler değerli madenleri elde tutmak için önem arz ettiği zaman çevre topluluklar bu durumu kabul etmekte zorlanmışlardır. Ayıca rezerv sıkıntısı ve çıkarılmasındaki güçlükler de değerli maden kullanılmasını zorlaştırmıştır. İlk olarak 806 yılında Asya’da kâğıt para karşılığı değerli maden olarak basılmıştır. Avrupa’ya gelmesi ise 16. yy’la denk gelmektedir. Daha sonra Merkez Bankları da yaygınlaştıkça kâğıt para tüm dünyada kullanılmaya başlanmıştır. Ne var ki karşılığı olmadan basılan banknotlar enflasyonist etki yaratmaktadır. Bu sorunun giderilmesi için de para basmanın maliyeti elde bulundurulan altına bağlanmıştır (Altın Standardı Sistemi). Sistemin ömrü küreselleşmenin de artması ve uluslararası finansal kuruluşların (IMF, Dünya Bankası gibi) etkisi ile kısa sürmüştür. 20. yy’ın ortalarına doğru bu sistem yerini Ons cinsinde basılan hâkim para dolar anlayışına bırakmıştır. Günümüzde hala devam eden bu sistemin birçok eksiği bulunmaktadır. Örnek olarak; dolar basma yetkisi Amerika Merkez Bankası (FED)’ndadır ve dolar hâkim para olması sebebi ile basımı elde tutulan altına bağlı değildir. Fazla basılan paralar diğer ülkelere kredi gibi yollar ile satılmaktadır. Böylece Amerika’da çok yüksek enflasyon rakamlarına rastlanmamaktadır.

“80-90 yıl önce yaşamış olan birine kredi kartını anlatmak belki çok kolay olmayacaktı.”

Paraya biyolojik bir varlık olarak bakmak gerekmektedir. Canlıların doğasında yaşama içgüdüsü vardır ve evrim ile açıklanır. Bu durum para için de geçerlidir. Para, tarih boyunca ortama uyum sağlamaya çalışmıştır. Yukarıda yazıldığı gibi ilk olarak mübadele, sonra değerli maden ve sonra da banknot ve para benzeri finansal varlıklar şekillerini alarak hayatını devam ettirmiştir. Günümüzde ise teknoloji ile birlikte yeni bir evrim görmek çok olasıdır. 2009 yılında Satoshi Nakamoto isimli bir kişi Bitcoin’i ve dayandığı Blokchain sistemini anlatan bir manifesto yayınladı. Bu sisteme göre para, “merkezsizleştirilmiş” bir alt yapıda hayat sürdürecekti. Böylece, ilk defa paranın dijital tanımı yapılmış oldu. Elbette daha önce de internet, bilgisayar kullanımı ve teknolojinin kullanımı ile dijital paralar (Bkz: oyun paraları) bilinmekteydi ancak ilk defa bu denli yaygın bir sisteme bağlandı ve günlük hayatta da kullanılabileceği anlaşıldı. Teknoloji kümülatif olarak ve iktisadi dille ile ifade etmek gerekirse artarak artan bir şekilde ilerlemektedir. İnsanların para açısında yeni bir oluşuma ihtiyaçları bulunmaktadır. 80-90 yıl önce yaşamış olan birine kredi kartını anlatmak belki çok kolay olmayacaktı. Şimdi de özellikle X kuşağı bu sorunu yaşamaktadır. Cebinde, cüzdanında banknot taşıyan insanlar azalmıştır. Genellikle plastik para olarak kabul edilen kredi kartları vb. kullanılmaktadır. Gelecekte ise bu paraların yerini kripto paralara bırakması oldukça güçlü bir ihtimaldir. Tabi sistemin eksiklikleri de bulunmaktadır ancak bu sorunlar da açık kaynak kodlu sistem olması vasıtası ile tüm kullanıcılar tarafından bilinmekte ve buna karşı önlem geliştirmelerinde bir yol izlemelerine sebep olmaktadır. Çoğu kişi tarafından kripto paralar için “Paranın Devrimi” yakıştırması yapılsa da “Paranın Evrimi” yakıştırması bu bağlamlarda daha doğru gözükmektedir.

 

Öğr. Gör. Çağrı ULU

Dış Ticaret Bölüm Başkanı